Tüm dünyaya baktığımızda geçtiğimiz beş yıl içinde sürücüsüz araç modellerine geçişin hızlandığını görmekteyiz. Geleceğe yön verecek olan bu teknolojik gelişme dünyanın bazı ülkelerinde aktif olarak kullanılmaktadır. Otonom araç diye nitelendirilen otonom araç teknolojisi; araçlar içine yerleştirilen otomatik kontrol sistemleri sayesinde sürücüye ihtiyaç duymadan tüm trafik işaretlerini algılayan, trafik akışını okuyan ve çevresini algılayarak sürücüye ihtiyaç duymadan seyir edebilen araçlardır. Otonom araçlarda kısar, radar, GPS, odometri, bilgisayarın görüşü gibi teknik cihazlar ve teknikler aracın etrafında olup biten her şeyi ve tüm trafiği algılanmaktadır.
Otonom araç teknolojisinin geçmişine bakıldığında kendi kendine trafikte eden ilk aracın 1980’li yıllarda üretildiği görülmektedir. Bu yıllarda otonom teknolojisi ile ilgilenen ve projelerini gerçekleştiren pek çok firma bulunmaktadır.
Otonom teknolojisi detaylı olarak düşünüldüğünde otomobil piyasasında kartların tekrar dağıtılacağını ön görmek çok zor değildir. Bu teknolojik gelişme yakın zamanda sosyal olarak, ekonomik anlamda ve çevresel faktörlerde çok büyük değişiklikleri de beraberinde getirecektir. Sürücüler ve vatandaşlar açısından düşünüldüğünde sosyal statü eşitliği ön plana çıkacaktır. Çünkü sürücüler yaşlı olsun, engelli olsun ya da genç olsun otonom teknolojisi ile çok rahat bir şekilde seyahatlerini gerçekleştirebilecektir. Trafikte meydana gelen kazaların %90 kıl kısmının insan hatasından kaynaklandığı bilinmektedir ve bu teknoloji kazalar minimum seviyeye inecek hatta teknolojinin daha da gelişmesi ile kaza yapmamaya programlanmış otonom araçlar piyasada yerini alacaktır. Teknoloji ne kadar gelişmiş olsa da otonom teknolojisine geçiş sırasında normal sürücüler ile otomatik pilot sistemi arasında mutlaka problem yaşanacaktır ve sürücülü ve sürücüsüz araçlar için farklı yolların yapılması bile geçiş aşaması için düşünülen projeler arasındadır.
Otonom teknolojisinin gelişimi yılda %16 civarında büyümektedir. Bu oran dikkate alındığında otonom teknolojisinin önümüzdeki birkaç yıl içinde çok büyük piyasa değerine ulaşması kaçınılmazdır. 2025 yılına gelindiğinde dünyada 8 milyon yakın otonom ve yarı otonom araç olacağı tahmin edilmektedir.
Hızlı Menü
Otonom Sürüş Teknolojisi Çalışma Şekli
Otonom taşıtlar otomatik pilot sürüşünü tekerleklere bulunan ultrasonik sensör ve sistemler yardımı ile fren yapan, park eden araçların konumlarını tespit etmesiyle başlamaktadır. Bahsettiğimiz sensörler sadece tekerleklerde bulunmamakla aracın pek çok bölgesinde bulunan sensörlerin algıladığı veriler merkezi bir bilgisayar sisteminde toplanmaktadır. Kısa sürede toplanan bu bilgiler yine aynı hızla analiz edilerek frenleme, hızlanma, direksiyon hareketleri gibi olaylar otomatik pilot yardımıyla gerçekleştirilmektedir.
Otonom Sürüş Seviyeleri
Seviye 0 – Sürüş Otomasyonu Olmayan
Günümüzde trafikte rastladığımız araçların tamamına yakına seviye 0 durumundadır. Araçlar üzerinde sürücüye yardımcı olacak sistemler olsa da sürüş görevini yine sürücüler gerçekleştirmektedir.
Seviye 1 – Sürücü Yardımı Otomasyonu
En düşük otomasyon seviyesidir. Araçlarda hızlanma ya da direksiyon sistemi gibi tek bir otomatik sistem bulunmaktadır. Adaptif hız sabitleyici seviye 1’e en güzel örnek olabilir. Bu sistemde hız ne kadar sabit tutulsa da direksiyon hakimiyetini sürücü sağlamaktadır.
Seviye 2 (Kısmi Sürüş Otomasyonu) : Araçta hızlanma, yavaşlama ve direksiyon sistem tarafından kontrol edilebilir seviyededir. Bu seviyede sürücü koltuğunda bir sürücü olmak zorundadır ve olabilecek aksiliklerde sürüşe müdahale edebilmelidir.
Seviye 3 – Koşullu Sürüş Otomasyonu
Seviye 2 ve 3 arasındaki gelişmeler teknolojik açıdan oldukça önemlidir ama sürücüler tarafından göz ardı edilemeyecek inceliktedir. Bu seviyedeki araçlar çevresel algılama özelliklerine sahiptir ve bazı konularda (araç sollarken hızlanmak vb.) bilinçli kararlar alabilmektedir. Bu sistemde de sürücü mutlaka tetikte olmak zorundadır ve oluşabilecek aksi durumlara müdahale etmelidir.
Seviye 4 – Yüksek Sürüş Otomasyonu
Seviye 3’ten ayıran en önemli fark, trafikte işlerin istenmediği şekilde girmesi durumunda ya da sistem arızası olduğunda Seviye 4 araçların olaylara müdahale edebilmesidir. Bu seviyede insan etkileşimine çok fazla ihtiyaç duyulmaz. Bu seviye araçlar kendi kendine sürüş modunda çalışabilmektedir.
Seviye 5 – Tam Sürüş Otomasyonu
Bu seviye araçlarda insan dikkatine gerek yoktur. Sürücünün sürüş görevi ortadan kalkmaktadır. Hatta bu seviye araçlara direksiyon ya da fren ve gaz pedalı konulmaması düşüncesi vardır. Bu seviye araçların hareketleri deneyimli bir sürücünün dahi üzerinde olacaktır. Günümüz şartlarında trafikte Seviye 5 otomobiller bulunmamaktadır.